Ülkemizde Okçuluk Hangi Seviyede

 



Okçuluk sporu bizim ata sporumuz olarak kabul edilir. Aslında dünya tarihine bakıldığı zaman yapılan araştırmalarda Türk Okçuluğu hakkında birçok kaynağa rastlayabilirsiniz.

Türkiye Okçuluk Sporu'nda Atağa Geçti

Özellikle son yıllarda ülkemizde Okçuluk Sporunda tam anlamıyla bir kalkınma gerçekleşti. Son olarak 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda ülkemize altın madalya kazandıran Mete Gazoz bunun en büyük örneği. Aynı zamanda 2019 yılında Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Dünya Kupası'nda sporcularımızın 4 kademede 4 altın madalya kazanması Okçuluk Sporu'nda geliştirilen altyapı çalışmalarının doğru bir seviyede gittiğini göstermekte. Okçuluk Sporu ilk kez 1904 Yaz Olimpiyatları'nda programa dahil edilmiştir. Bazı dönemlerde ara verilse de 1972 yılından bu yana aralıksız olarak tüm turnuvalara katılmaktadır. Ülkemizde ise Okçuluk Sporu adına resmi temeller 1961 yılında Türkiye Okçuluk Federasyonu'nun kurulmasıyla atılmıştır.

Osmanlı'da Okçuluk Sporu

Osmanlı döneminde Okçuluk altın çağını yaşamıştır. Savaşlarda okçuların etkisi o kadar büyüktür ki Osmanlı İmparatorluğu'nun birçok bölgeyi fethetmesinde en büyük pay Okçulara verilir. Özellikle Fatih Sultan Mehmet döneminde Okçuluk savaş alanlarında kullanılmaktan çıkmış bir spor dalı olmuştur. Fatih Sultan Mehmet'in Okçuluk Sporu'na en önemli katkısı ise İstanbul'u fethettikten kısa bir süre sonra Ok Meydanı kurdurmasıdır. Bu büyük meydanda Okçular atış talimi yapabilmekteydi. Kasımpaşa'da kurulan bu meydan Fatih Sultan Mehmet'in Okçuluğa ne kadar önem verdiğini gözler önüne sermektedir. Ayrıca Fatih döneminde Okçuluk yarışmaları düzenlenmiş ve bu alanda kompleksler inşa edilmiştir. Okçuluk Sporu'nun altın çağını yaşadığı Osmanlı dönemi en net anlamda Fatih Sultan Mehmet'le başlamıştır. Fatih'ten sonra tahta geçen diğer padişahlarda bu alanda adımlar atmış ve diğer şehirlere kompleksler kurarak Okçuluk Sprou sahasını genişletmişlerdir. Bununa ilgili II. Beyazıt'ın çalışmaları da mevcuttur. II. Beyazıt döneminde Okçuluk ile uğraşan herkes İstanbul'a toplandı. Hatta II. Beyazıt adına yapılan Beyazıt Cami'nin arkasında Okçuluk malzemeleri üreten esnafın oluşturduğu bir Okçular Çarşısı kuruldu. Çarşı'nın kurulduğu caddenin adına da Okçular Caddesi adı verildi. 

Türk Tarihi'nde Okçuluk

Türk tarihine bakıldığı zaman Okçuluğun Türk toplumlarında M.Ö. 5000. yıllarda ortaya çıktığı görülmektedir. Ancak Okçuluk alanında sistemli adımların atılması ve bir düzen dahilinde hareket edilmesi Oğuzlar döneminde gerçekleşmiştir. Oğuzlar Dönemi ise Oğuz Yabgu Devleti'nin 750 yılında kurulmasıyla başlar. Açıkçası bu durum bize göstermektedir ki Okçuluğun sistemli bir şekilde uygulanır hale gelmesi Türk toplumunda epey zaman almıştır. Çünkü Okçuluğun Türk toplumlarında kullanılmaya başlamasıyla sistemli şekilde kullanılmaya geçilmesi arasında uzun bir zaman dilimi vardır. Okçuluk Sümerler , Elamlar , Akadlar , İskitler , Hunlar , Avarlar ve Hititler döneminde de hep varolmuştur.

Olimpiyat Şampiyonu Mete Gazoz 

Okçuluk Sporu'nda en yakın tarihi başarımız 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda Mete Gazoz ile gelmiştir. Mete Gazoz Tokyo Olimpiyatları'nda ülkemizi en iyi şekilde temsil etmiş ve altın madalyayı alma başarısı göstermiştir. 8 Haziran 1999 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Mete Gazoz'un ailesi de Okçuluk Sporuyla çok yakından ilgilenmektedir. Mete Gazoz'un babası eski milli okçu Metin Gazoz annesi ise İstanbul Okçuluk Kulübü başkanı Meral Gazoz'dur. Deyim yerindeyse Okçuluk Sporunun içine doğan Mete Gazoz küçük yaşlarda yüzme , resim , basketbol , piyano ile ilgilenerek Okçuluk Sporu alanındaki becerilerini geliştirmiştir. Hayatının her noktasında attığı adımları Okçuluk Sporu'nda kendini geliştirmek adına atan Mete Gazoz bu yaşantısında başarılı olmuş ve Türkiye'ye olimpiyatlarda altın madalya kazandırmıştır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski